| ||||||||||
| ||||||||||
HABER ARAEN ÇOK OKUNANLAR |
MEDYATİK BİR SEÇİME DOĞRU05 Nisan 2023, 00:52 MEDYATİK BİR SEÇİME DOĞRU Eskiden seçim yaklaşınca “siyasetin nabzını taşradan al” derlerdi.Bizde köyümüzdeki Hasan emmiyi arardık.Hoş beşten sonra “ne olacak bu seçim “ diye sorardık o da,”yeğen ..” diye başlardı anlatmaya… Üç aşağı beş yukarı bir tahmin yürütür,doğruya yakın bir fikir sahibi olurduk. Artık bu tahmin gücü yok.Ak sakallı kültürü yok.Fikirlerine değer verdiğimiz Hasan emmimiz yok.. Tam bir kapitalist sistem çıkmazı.Değişen dünya şartlarında her gün yeni olaylar,yeni gündemler,sadece ülkemizi değil tüm dünyayı ilgilendiren konular medya patronları tarafından gündeme servis edilmekte. Ne ikram ediliyorsa onu alıyoruz. Ulusal kanallarda gün boyu, boşanmaları, parçalanmış aileleri, yıkılan yuvaları, gereksiz yemek programlarını, evlenmek isteyenleri, vurdulu kırdılı mafya tik filmleri, zengin oğlan fakir kız filmleri seyrettirirler. Arada her kafadan farklı seslerin çıktığı oturumlar. Öyle doğru mudur yanlış mıdır pek araştırma okuma alışkanlığımızda olmayınca çabuk etkileniyoruz.. Sebep sonuç ilişkisini irdelemek yerine ,kolay bilgiye ulaşmaya çalışıyoruz.Ne kadarı doğru bilinmez. George Orurel “1984” isimli kitabında ;”medyayı kontrol eden, beyinleri kontrol eder, beyinleri kontrol eden ise, toplumları kontrol eder.”der. Toplum olarak okuma alışkanlığımız yok. Bizim için duyduklarımıza inanmak yeterlidir. Görsel medyanın insanları etkileme gücü çok büyük. Dezavantajlarının yanında avantajları da elbette vardır. Neredeyse bütün şirketler, siyasi gruplar, sivil toplum örgütleri ve diğer kuruluşlar internet üzerinden iletişimi sağlamaktadırlar. “Soğuk savaş”ın bitmesinden sonra dünyada “iki süper güç” arasında sürdürülen ideolojik mücadele yerini jeopolitik mücadeleye bırakmıştı. Batılı müttefiklere göre Türkiye’nin stratejik ortaklığına duydukları ihtiyaç önemli ölçüde azalmış, artık anılan ülkeler onu dost bir ülke olarak değil, her geçen gün Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz bölgelerinde nüfuzu ve etkinliği artan rakip bir ülke olarak görmeye başlamışlardır. Bu amaçla, dünyada, ABD’ne rakip başka bir küresel süper gücün ortaya çıkmasını istemiyorlar.Dünyada mevcut enerji kaynakları ve enerji nakil hatları ile ulaşım yollarını kontrol ve denetim altında bulundurmayı devam ettirmek istemektedirler.. ABD, bu hedeflerini gerçekleştirebilmek için kuvvet kullanma dâhil, her vasıtayı kullanmayı ve her yolu denemeyi meşru sayan bir politika izlemektedir. Amerika’nın düşünce kuruluşları ve siyasi karar organları, bahse konu enerji kaynakları ile enerji ulaşım hatlarını güvence altına almak üzere, bu bölgelerde Amerika’nın sürekli ve etkin askeri güç bulundurma zorunda olduğu konusunda fikir birliği içindedirler. “Petrol üreten ülkelere yakınlığı, söz konusu ülkeler ile petrol tüketen ülkeler arasında bir enerji köprüsü ve enerji terminali olma yolunda hayli mesafe kat etmiş Türkiye, Balkanlar’da, Kafkasya’da, Orta Asya’da, Orta Doğu’da ve Doğu Akdeniz’de büyük bir bölgesel güç olma yönünde süratle gelişip kalkınmaktadır. “ Bu yüzden dost (!) sandığımız müttefikimiz olan ABD ve AB ülkeleri tarafından ülkemiz alenen kıskaca alınmak istenmektedir.Ülkemizde güçlü,kararlı iktidarlar istemiyorlar. Türkiye’de Fetö kalkışmasıyla hedefine ulaşamayan ABD, çeşitli oyunlar oynamayı bırakmıyor.Türkiye’nin iç işlerine karışarak,tehditler savurarak,muhalefete destek vereceğini söyleyerek dünyaca kabul edilen,başımıza bela olan birçok canımızı şehit eden,ekonomik olarak ülkemizi zayıflatan terör örgütü PKK..PYD.. YPG' ye açıktan yardım etmektedir.En son 80 tır dolusu silah,mühimmat ve lojistik malzeme göndermiştir. Türkiye bu zor şartlarda hem terör belasıyla mücadele etmekte hem de hayati yatırımlarını devam ettirmektedir. Türkiye Ayağa kalkmanın mücadelesini vermektedir. Sanayide, tarımda, sağlıkta, eğitimde, alt yapı hizmetlerinde, iletişimde adeta yeni bir Türkiye yüzyılını başlatmıştır. İkinci bir Sevr yaşanmayacaktır. Böyle bir durumda elbette dostu az, düşmanı çok bir ülke durumunda olmamız doğaldır. Anadolu coğrafyası tarihin derinliklerine indiğiniz zaman medeniyetler mezarlığına döndüğünü görürsünüz. Ya güçlü olup onurumuzla yaşayacağız, ya da tarihin sayfalarında kaybolup gideceğiz. Dün başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları buna müsaade etmemişler, bugün bizde etmeyeceğiz. Bu seçimlere bu açıdan bakıldığı zaman hayati bir önem taşımaktadır. Bu seçim soğan ve patatesi daha ucuza yiyelim seçimi değildir. Şahlanan Türkiye’yi durdurma, hızını kesme seçimi hiç olmayacaktır. Medyada bize verilmek istenen yalan yanlış bilgilere itibar etmeyeceğiz.. Güneşi karşımıza alıp yürüyeceğiz. Gölgeler hep arkamızda kalacak. Gelişen, büyüyen ülkemizde sıkıntılar ve şikâyetler elbette olacak. Halkımız “Sıkıntımız var ama ülkemizin hedefleri var” inancındadır.. Kimse çöplükte yatıp veziri azam rüyası görmüyor. Bugün Anadolu coğrafyasında Türk milletinin değil, bütün insanlığın kaderi yoğrulmakta… Bu millet Türkiye’nin kazandığı, cumhuriyetin kazandığı bir seçim olsun istiyor.. Hayırlı olsun.. Saygılarımla. Bu haber 275 defa okunmuştur.
|
|
||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |