| ||||||||||
| ||||||||||
HABER ARAEN ÇOK OKUNANLAR |
Teğmenler Vakasının İçyüzü ve İhraç27 Kasım 2024, 14:51 Tartışmasız bu ülkenin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk. Ve tartışmasız hepimiz ona vefa borçluyuz. Mustafa Kemal büyük liderdir buda tartışmasızdır. Ancak Atatürk’ten daha büyük olan ise Türk Milleti’nin hükmi şahsiyetidir. Ve tüm kişi, kuruluş ve kurumların üzerindedir. Hunlarla başlayıp Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar 2200 yıllık bir resmi tarihi ve bilinen 16 Türk devletinin kurucu unsurunu temsil eder Türk Milleti. Kişi, kurum ve her türlü gerçek ve hükmi şahsiyetlerin üzerinde olan sadece büyük Türk Milleti’nin hükmi şahsiyetidir. Mustafa Kemal, ebedi başkomutan; Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünün başkomutanı; Türk askeri ise ölümlü hiçbir şahsiyetin değil baki olan ve baki kalacak olan büyük Türk Milleti’nin askeridir ve yalnızca büyük Türk Milleti’ne hizmet eder. Bunu başköşeye koyduk. Gelelim teğmenler meselesine… Günlerdir teğmenler konusu tartışılıyor. Milli Savunma Bakanlığı'nın (MSB) en son yaptığı açıklamayla mesele çok daha net anlaşılmıştır. Söz konusu açıklamada; "Kara Harp Okulu Sancak Devir Teslim ve Mezuniyet Töreni öncesi bazı öğrenciler, yönergede yapılan değişiklikle kaldırılan metni okumak istediklerini amirlerine defalarca iletmiş, bunun mümkün olmadığı ise kendilerine defaatle tebliğ edilmiştir. Törenin sona ermesinin ardından dönem birincisi tarafından teğmenlerin törenin icra edildiği sahada toplanmaları anons edilmiş, ailelerin alandan dışarı çıkmaları istenmiş, basın mensupları tören alanına davet edilmiştir. Kılıç çatma esnasında emirlerin hilafında kaldırılan metnin okunacağından sadece eylemi organize eden teğmenlerin bilgisinin olduğu, teğmenlerin büyük çoğunluğunun sadece kılıç çatılacağı düşüncesi ile toplandıkları, misafir asker personelin de olay yerine gelmelerinin bu düşünceyi teyit ettiği, yapılan eylemin mezun olmanın sevinciyle anlık gelişen bir durum olmadığı, ‘’önceden planlanarak organize edildiği’’, bazı öğrencilerin ısrarlı taleplerine rağmen bahse konu disiplinsizliğe karşı amirlerin tören öncesinde gerekli tedbirleri almadıkları ve eylem esnasında müdahalede bulunmadıkları tespit edilmiştir" denilmektedir. Eylemi organize eden teğmenler ile kastı, kusuru, ihmali veya sorumluluğu olan diğer personelin TSK Disiplin Kanunu kapsamında Yüksek Disiplin Kurulu'na sevklerine yönelik işlem başlatıldığı belirtilerek açıklamada şu hususlara da değinilmiştir; "İsnat edilen suç, kılıç çatmak veya 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' demek değil, amirlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmaktır. Olaya ilişkin yapılan inceleme ve soruşturmanın okunan metinle veya içeriğiyle bir ilgisi yoktur. Yemin metnini okuyan onlarca teğmenden sadece eylemi organize edenlerin yüksek disiplin kuruluna sevklerine yönelik sürecin başlatılması bunun en büyük göstergesidir. Burada önemli olan, içerik ne olursa olsun disiplin sürecinin her zaman aynı şekilde işletilecek ve disiplinden asla taviz verilmeyecek olmasıdır. Söz konusu eylem, amirlerin izni olmadan, grup halinde organize edilmiş, basın davet edilerek eylemin bilinmesi istenmiş ve emir-komuta zinciri devre dışı bırakılmıştır. Bu, askeri hiyerarşi için kabul edilemez bir durumdur. Bunun görmezden gelinmesi mümkün değildir. Disiplinsizliğin 'ama'sı, 'lakin'i, 'fakat'ı olmaz, olamaz, olmamalıdır. Olaya karışanların genç olmaları, daha önce disiplin cezası almamış olmaları, başarılı olmaları, okunan metnin daha önce yürürlükte olması gibi gerekçeler disiplinsizlik gerçeğini değiştirmez. Sıralı amirlerin emirlerine rağmen yapılan bu tür eylemler hiyerarşiye saygısızlığın yayılmasına ve astların üstlere karşı saygı ve güveninin azalmasına, itaatsizliğin normalleşmesine neden olur. Ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de ifade ettiği gibi 'disiplin olmazsa ordular sevk edilemez'. TSK'nın milli, manevi ve mesleki değerleri bir bütündür. Ortak değerimiz olan Atatürk üzerinden bir ayrışma algısı yaratacak tavır ve davranışlar kabul edilemez, denilerek bu kapsamlı açıklamayla bu eylemden siyasi çıkar devşirmeye çalışanlara net cevap verilmiş oluyor. ***Ancak burada bazı soruların cevabını aramak gerekiyor. Bu vakayı organize edenler nasıl olur da bunun bir disiplin ve siyasi sonuç üreteceğini bilmezler? Veya ısrarla basın çağrılarak kamuoyuna duyurulması isteğinin nedeni nedir? ***-Her şeyi göze alınarak bu eylemdeki ısrar nedendir? Dönem birincisi olan bir teğmen nasıl olurda bunun disiplinlik konusu olacağına bilmez? Veya biliyorsa bunu neden göze alır? İşte bu soruların cevapları son derce önemlidir. Bu soruşturma neticesinde bir cezasızlık algısı yaratılırsa bunun sonuçları disiplini ile öne çıkan Türk ordusunda ciddi bir rehavete kapı aralar. Buda darbe ve darbe tehditlerini yine olağanlaştırır. Bu disiplinsizliği yapan cezasızlıkla karşılaşırsa bir gün gelir koşullar olgunlaştığında darbeyi düşünür. Zira bu ülke; düne kadar olağan hale gelen darbeden, darbe girişimleri ve e-muhtıralardan çok çekti. Bu haber 27 defa okunmuştur.
|
|
||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |