Havanı yiyeyim senin.
Hani derler ya eşeği süslesen püslesen yine eşek değişmez veya ebeni kuaföre götür süsle püsle değişen bir şey yok diye.
Nedense ülkemizde havalılık ve kendini yüksek biri gibi gösterme hevesi var.
Bakmışsın çok iyi biri ama bu kişiyi bir mevkiye getirdiğin zaman sanki kendinden büyük kendinden yetkili biri yok gibi havasından geçilmiyor. Vay vay havanı yiyeyim senin.
Hangi mevkide olursan ol bir gün senin de yerine biri geçer. Yani ömür boyu orada olman imkansız. Bunu bilirsen zaten diyecek bir şey yok. Havalanma havanı yerim senin.
Kim olursanız olun yetkili olduğun yerde bu ilçeye hizmet etmeyi unutma çünkü seni o mevkiye hizmet verecen diye o koltuğa otur dullar. Eğer sen güzel hizmetler yaparsan o görevdeyken veya o görevden ayrıldıktan sonra çok iyi bir itibar bırakır hizmetkar biriolarak anılırsın.
Yok, havalara bürünüp karşındakileri ezmeye çalışırsan mutlaka o mevkiden bir gün gideceğini unutma bunun bedeli pahalı olacağını ve arkandan neler deneceğini sakın unutma.
Ne demiş atalarımız böbürlenme padişahım senden büyük Allah var.
Diyeceksiniz ki bu şahıs kim isim vermeye gerek yok aslında hepiniz o kişiyi çok iyi bilir. İnanın bu yazımdan sonra herkes düşünüp bu kim acaba diyecek.
Bu kişi kişi değil bazı kişiler. Yani çoğunlukta aslında hepinizin aklından geçen biri mutlaka vardır.
Nedense bu ülkede işte böyle. Sokakta görsen selam vermezsin zaten her konuda bellidir. Ama bunu bir koltuğa oturttuğunuz zaman hizmet yerine havalı bir kişi haline geliyor. Sanki ömür boyu o koltuktan kalkmayacak.
Düşünüyorum da bu dünyada ne padişahlar ne yöneticiler geldi geçti. Tek tek düşünürseniz o koltuktan gittikten sonra iyiyse iyi olarak kötüyse kötü olarak anılır.
Buda karnelerine yazılır. Yolda görsen iyi yaptıysa havalanmadan kendini çok büyük göstermeden hizmet verdiyse selam verirsin ama aksini yaptıysa selam bile vermezsin.
Atatürk bile en yüksek mevkide olduğu halde ne demiş bakın bi okuyalım.
Atatürk 1 Mart 1922 tarihinde, TBMM'nin üçüncü toplantı yılını açarken köylüyü milletin efendisi olarak tanımlamış ve şöyle demiştir: “Türkiye'nin asıl sahibi ve efendisi kimdir? Bunun cevabını derhal birlikte verelim. Türkiye'nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür.”
Ey kendini bilmez bazı yetkililer kendine gel kendine. Mustafa Kemal Atatürk’ten örnek al örnek.
Hz. Muhammed (S.A.V) ne demiş “Ey ümmet, sizin için bilmedikleriniz hususunda korkmuyorum, lakin bildiklerinizi nasıl tatbik ediyorsunuz, ona dikkat edin!”
Osmanlı döneminde padişahın halk arasına karıştığı yerlerde veya cuma namazı çıkışlarında padişah tarafından parayla tutulmuş bir grubun 'böbürlenme/gururlanma padişahım senden büyük Allah var' şeklinde padişahı uyardıkları söylenmektedir. Bunun amacının ise padişahların kendi nefislerine yenik düşmemeleri, mağrur olmamaları için bunu yaptırdıkları söylenmektedir. Böylece padişahların da birer fani insan olduğu, halka hor ve hakir bakmamaları gerektiğinin sürekli telkin edildiği söylenmektedir.
Benim demek istediği neysen o ol. Bir mevkiye geldiğin zaman böbürlenme kendini yükseklerde görme. Karşındakileri sakın küçük düşürme küçük görme. Bir gün o koltukdan seni alacaklar unutma o koltuktan gidince iyi düşün sokakta nasıl karşılanacağını. Şunu hiç unutma ne yaptıysan onu çekersin. Bunu bilmeseler dahi Allah biliyor.
Benim bildiğim bir tek şey var böbürlenme havalanma aslanım “senden büyük Allah var”
Bu haber 100 defa okunmuştur.