Dünya öyle bir hale geldi ki bazı devletlerin kendi menfaatleri doğrultusunda neler yapıyor neler ama hala bunları anlamayanlar var.
Bildiğimiz gibi kendi ülkesini düşünen ve o sağ olduğu müddetçe Irak devletine sahip olamayacağını anlayan güçler en sonunda Irak Başkanı olan Saddam Hüseyin, 30 Aralık 2006 tarihinde Kurban Bayramı'nın ilk gününde asılarak idam edildi. İdamından çok kısa bir süre önce Amerikalılar tarafından Iraklılara teslim edilen Saddam Hüseyin'in idam cezası, Bağdat'ın kuzey mahallelerinden Kazımiye'de bulunan bir askeri üste yerel saatle sabah 06:00'da infaz edildi.
Gelelim ikincisine 20 Ekim 2011 tarihinde, Sirte'de, NATO destekli Ulusal Geçiş Konseyi askerleri tarafından yakalanarak feci bir şekilde linç edildi ve sonrasında vuruldu. Ulusal Geçiş Konseyi askerleri “Kaddafi kanalizasyon borusunun içinde saklanıyordu” söylediler. Linç edilerek öldürülmesi bazı çevrelerde tepkiye sebep olmuştur.
Şimdi sıra ise Beşşar Esad’da.
Suriye yıllar sonra muhaliflerin kendilerine karşı koyulmadan kısa bir sürede ele geçirmeleri bile endişeli hale geldi.
Acaba sıra hangi devlette olacak diye bir düşünceler olmaya başladı. Sizce kim diyebiliriz. Farkında mısınız etrafımızda ki devletler tek tek dış güçlerin eline geçmeye başladı.
Özellikle Kıbrıs savaşında uçaklarımızın tekerlerine varıncaya kadar veren Kaddafi öldürülürken bizden hiç tepki bile olmadı acaba nedendi.
Tekrar soruyorum düşman güçleri bitirmek istedikleri hangi devlet ve Başkanı’nda. Hiç düşündünüz mü bunların birer düzen olduğunu.
Sizlere en önemli sorularımdan biri.
Bu durumda komşu ülkeler kategorisine Suriye, Irak, İran, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Bulgaristan ve Yunanistan'dan müteşekkil kara komşularının yanı sıra, Rusya Federasyonu, Ukrayna, Romanya, Moldova (denize çıkışı olmasa da), Libya, Mısır, İsrail ve Lübnan.
Tekrar soruyorum bizim başımıza Allah göstermesin bir olay olsa bu devletlerin hangisi bize yardım eder.
Irak gitti, Suriye gitti ve Libya’da gitti. Peki, sıra kimde. Artık gözümüzü açıp ona göre hareket etmemiz gerekir. Dış güçlerin etrafımızı sarmaya devam ettiğini görmekteyiz.
Sıra bizde demek bana yakışmaz yakışmadığı gibi Allaha şükürler olsun hiçbir devletin bize saldırmaya gücü yetmez.
Çünkü biz iki füze gönderip kılıfımıza çekilmeyiz. En büyü gücümüz karadan girer gereğini yaparız. İşte bizden bu yönden korkarlar.
Artık gözümüzü açıp sınırlarımızda düşman çokluğunun hala çoğalmasını düşünerek ona göre hareket etmek gerekir.
Tekrar söylüyorum Türk askerine Allaha şükür hiçbir devletin gücü yetmez. İnşallah bu gücümüzü sonsuza kadar devam ettiririz.
Bizim en büyük gücümüzün biride İnancımız güçlü, dinimiz bizde olmayan ve Müslüman devleti olup Müslüman olan ülkelerden daha güçlü bir Müslüman İslam dini olması, ayrıca Bu ülkeyi yıllar önce arkadaşları ve Türk askerleriyle püskürtüp kurtaran Büyük komutanımız Mustafa Kemal Atatürk’ün gücüyle var olmaktır.
Ne Mutlu Türküm diyene. Bunu demeye bile güçleri yetmeyenlere inat “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”
Bu haber 54 defa okunmuştur.