| ||||||||||
| ||||||||||
HABER ARAEN ÇOK OKUNANLAR |
VATAN MI MANDACILIK MI?11 Mayıs 2023, 13:28 Bu devletin kendi coğrafyasında yaşadıklarını hiçbir devlet yaşamadı. Bir devlet düşünün ki yaklaşık 40 yıldır terörle uğraşsın. Yaklaşık sivil asker 50 bin insanını terörde kaybetsin. Yol, köprü, okul yapmak için gönderdiği iş makinaları araç gereçleri yakılsın. Terörle mücadelede 40 yılda altı trilyon dolar civarında harcama yapsın. Olmadı birçok askeri darbe veya darbe girişimi yaşasın. Yetmedi kendi ülkesine ve değerlerine saldıran en çok ihanet edeni olan ülke olsun. Allah için bana gösterebilir misiniz dünyada veya Avrupa’da tüm bunları yaşamış böyle bir devlet? Dünyada kaç devlet benzer süreçleri yaşamışta ekonomisi ve devlet düzeni ihya olmuş? Ülke olarak terör, darbeler, ambargolar ve benzeri birçok şeyin onda birini bir Avrupa ülkesi yaşamış olsaydı o ülke yok olur muhtemelen tarih sahnesinden silinirdi. Hele bir de bedeni burada ancak aklı, fikri ve kalbi dışarıda bir zihne sahip işbirlikçi bir güruha sahipse bu makus talih artık kaçınılmaz olurdu. Maalesef içimizdeki bazı gafiller ya farkında olamadıkları gerçeklerimizden ya da bilinçli olarak işgal edilmiş zihinlerindeki husumeti açığa vurmalarından olsa gerek ABD veya Avrupa ile Türkiye’yi mukayese etme gafletine düşüyor. Üstelik bu emperyalist devletlerin zenginlik kaynağının, Afrika, Orta Doğu, Uzak Asya gibi coğrafyalarda sülük gibi mazlum milletlerin kanıyla beslendiklerini kıymetli madenlerini altın, elmas, inci, petrol gibi rezervlerini yağmaladıklarını köle ticaretiyle zenginleştiklerini düşünmeden… Kabul etmek gerekir ki Osmanlı, hiçbir zaman bugünün ekonomisi güçlü sömürgeci Avrupa devletleri gibi sömürgeci olmadı… Fetihle elde ettiği toprakların değerli rezervlerini o bölge ve ülkenin ihyası için kullandı. Payitahta getirtip o toprakların insanlarını yoksullaştırmadı. Batı ile Türk Milleti arasındaki fark tamda işte bu. Bunu anlamak istemeyen idrak edemeyen bir insana neyi izah edeceksiniz? Her şeyin farkında olan ancak ikiyüzlülükle insanları yalanlarına alet ederek provoke etmeye çalışan vaftiz edilmiş zihinlere neyi söyleyeceksiniz? Veya bugünlerde yaşadığımız ekonomik sorunların yapısal temelinin ‘’terör’’ ve ‘’ darbe’’ gerçekleri olduğunu mu yoksa yaşadığımız ekonomik sorunun yapısal temelinin geçmişin koalisyon hükümetlerinin oluşturduğu ‘’istikrarsızlık’’ sorununun bugüne yansımasının bir sonucu olduğunu mu anlatacaksınız? Bugün içinde olduğumuz ekonomik buhranın nedeninin geçmişte askeri darbeler yaşamış bir devlet olarak ‘’ ekonomide güven’’ unsurunun zedelenmesi ve bunun yatırımlara yansımamasının bir sonucu olduğunu mu ifade edeceksiniz? Anlamayana anlamak istemeyene neyi anlatacaksınız? Türkiye bir var oluş mücadelesi veriyor. Tıpkı 1919’da Samsun’da başlayan Havza, Amasya, Erzurum ve Sivas ile devam edip sonra Kuvayi Milliye hareketine dönüşen kurtuluş mücadelesi gibi… O zaman itilaf devletleri tarafından başkenti ve birçok bölgesi işgal edilmiş bir Osmanlı vardı. O gün büyük önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından; 1921’de gördüğü lüzum üzerine ordunun gıda, araç, gereç silah ve giyim ihtiyaçlarını karşılayacak 10 maddelik Tekalif-i Milliye (Ulusal Yükümlülük Emirleri) emirlerini yayınladı. Fakirliğinin yanı sıra 1.Dünya savaşı mağlubiyeti ile birlikte Çanakkale, Trablusgarp, Galiçya, Hicaz cephelerinde vermiş olduğu varoluş mücadelesinde yıpranmış bitap düşmüş Türk Milleti, iki tercih ile karşı karşıydı. Ya VATAN diyecek mandacılığı ayakları altına alacak kısıtlıda olsa birçok imkânından vazgeçecekti ya da MANDA diyecek buna boyun eğecek vatanı işgal kuvvetlerine teslim edecekti. Bu millet karakterinde olanı kabul etti mandacılığı esareti reddetti ve vatan dedi kurtuluş mücadelesi başlattı. Elinde avucunda ne varsa devletinin hizmetine sundu. Bugün tarih yeniden tekerrür ediyor. Bugün terörle, ekonomiyle hemen güneyimizde Kuzey Suriye’de kurulmaya çalışılan PKK/PYD terör devletiyle kuşatılmaya ve içeriden destekle diz çökertilmeye çalışılan Türkiye Cumhuriyeti var. Son yıllarda Kuzey Suriye’de emperyalist ABD ve Avrupa’nın güdümünde PKK/PYD terör devleti kurulmaya çalışılıyor. Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türkiye, bu devletlere kurulmaya çalışılan terör devletine ve içerideki MANDACI işbirlikçilerine karşı tam bağımsızlık yolunda bir kurtuluş mücadelesi veriliyor. Savaşlar artık sadece cephelerde yapılmıyor. Artık ülke ekonomileri üzerinden kuşatma ve istikrarsızlaştırma yanında terör öğütleri kullanılarak vekalet savaşları da birer savaş konsepti. Geçmişte de bugün de bu tür kuşatmalarla test edildik ve ediliyoruz Gelinen eşikte Ya ‘’VATAN’’ diyecek eski o şaşaalı sofra konforumuzu biraz erteleyecek patates, soğan siyasetine pirim vermeyeceğiz ya da ‘’MANDACILIK’’ diyerek dönüşü olmayan yola girecek son yıllarda savunma sanayi başta katma değeri yüksek teknolojik ürünlerle elde ettiğimiz kazanımlarımız ve bir çok şeyden vazgeçecek vatanı emperyalistlere ve içerideki işbirlikçilerine teslim edeceğiz. İşte 14 Mayıs seçimleri bunun kritik bir eşik. Geçerli oyların yarısının 1 fazlası yani %50+1, ülkenin geleceğini belirleyecekse ki belirleyecek belki de bunu sizin 1 oyunuz belirleyecek.
Bu haber 196 defa okunmuştur.
|
|
||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |