2200 yıllık resmi tarihe sahip bu kadim millet, bugüne kadar kendi içinden parçalanıp kendi içinden yeniden 16 Türk devleti inşa etmiş.

Türk’ün son devleti ise Nazım Hikmet’in ifadesiyle ‘’Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim.’’ dediği Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Hun Kağan’ı Mete’den, son topraklarımız Anadolu’nun kapılarını Türklere açan Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan’a; Osmanlı’yı devlet olarak alıp imparatorluk haline getiren çağ açıp çağ kapatan Fatih’ten, son Türk Devleti’nin banisi Mustafa Kemal Atatürk’e kadar tüm büyütücü ve kurucu unsurlar büyük Türk milletinin ortak değeri ortak atasıdır.

Kategorize etmeden Mete Han’da bizim Alparslan’da bizim; Fatih’te bizim Atatürk’te bizim demek bu millete ahde vefa ile bağlı her Türk evladının tarihi sorumluluğudur.

Bu değerlerimiz birbirlerinin alternatifi değil tam tersi bu milletin kurucu ve büyütücü unsurları olarak Türk milletinin bütünleyici, ayrılmaz parçalarıdır. 

Son Türk devleti, 100 yıllık bir geçmişe sahip olsa da 2100 yıllık geçmiş ve tecrübe üzerine kurulmuş bu büyük mazi üzerine inşa edilmiştir. Bugün tüm sınamalara tüm saldırılara rağmen bizi güçlü ve dayanıklı yapan ayakta tutan işte bu kadim geçmişimizin bize dayattığı sağlam irade ve bunlar karşısında verdiğimiz mücadeleci ruhtur.

Her milletin bir kurucu değeri bir kurucu lideri vardır. Ancak dünyada bir liderin bu kadar çok kullanıldığı başka bir ülke var mıdır bilmiyorum.

Buradan şuraya gelmek istiyorum.

İki büyük güzide ve kadim kulübümüz Fenerbahçe ve Galatasaray’ın Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ta oynanacak kupa maçında bazı gerekçelerle sahaya çıkılmaması ve bu durumun ülkemiz kamuoyunda yarattığı sansasyonu pek de aceleci davranmadan aklı selim bir şekilde her kesimden futbol otoritelerini dinleyerek notlarımı aldım. Peki bana çıkardığın sonuç ne derseniz: koskoca bir ‘’ İSTİSMAR’’

Evet yanlış duymadınız ortada koskoca bir istismar ve istismara yönelik manipülasyondan öte bunu daha da ileriye taşıyacak bir ‘’ İNFODEMİ’’ çabası var.

İNFODEMİ; yayılan yalan yanlış bilgiler ile toplumu yönlendirme ve bu durumun zaman içinde kontrol edilemez hale dönüştürme kaosa zemin hazırlama çabasıdır.

Bu yaşadıklarımız neden bir infodemi çabası buna isterseniz buna bir bakalım. 

Her zaman yapıldığı gibi maalesef bu ülkenin tartışmasız ortak değeri büyük lider ATATÜRK, yine siyaset sofrasında yine siyaset malzemesi yine siyaset mezesi…

Şampiyon kulüpler kupası final maçının iptal ve erteleme konusunun özü kısaca şudur: Maçtan 15 gün önce FİFA kurallarına göre yapılan protokol gereği cumhuriyetimizin kuruluşunun 100.yılı dolayısıyla maç öncesi ‘’İstiklal Marşı’’ okunması ve ‘’Türk bayrakları’’ ile saha ve tribünlerde yer alma durumu protokolde kararlaştırılmış TFF ve Suudi Futbol Federasyonu tarafından protokolle imza altına alınmış her ne sebepse maçın başlamasına saatler kala Ali Koç’un, 15 gün önce yapılan bu protokole ilave Atatürk resmi ve onunla özdeşleşmiş bazı sözlerin protokole eklenmesi ve bu şekilde sahaya çıkma dayatma ve şartına FİFA kuralları gereği Suudi futbol federasyonu yetkililerince itiraz edilmesi ve ardından iki kulübün yönetici ve teknik heyetinin kararı ile maça çıkmama kararı alınmış olmasıdır. Olay özetle budur.

Ancak FB ve GS başkanlarının aslında bu talebin FİFA kuralları gereği gerçekleşmeyeceğini biliyor olmalarına rağmen ne hikmetse ısrarla bu talepte ısrarcı olmaları bende, Türk halkının milli değerlere olan hassasiyeti ile manipülasyona nasıl alet edilebileceğini iyi hesap ettikleri izlenimini uyandırıyor.

Adamlar istiklal marşımıza ve Türk bayrağına izin vermişler GS ve FB yöneticileri olarak maça saatler kala başka eklemelerin FİFA’nın Uluslararası Futbol Birliği Kurulu 2022-2023 ‘’ Oyun Kuralları’’ yönetmeliği gereği protokole girmesinin mümkün olmayacağını bile bile ısrarcı olmak ister istemez futbol üzerinden başka hesapların masaya sürüldüğünü gösteriyor.

Özellikle ana muhalefetin mal bulmuş mağribi gibi bu vakanın üzerine atlaması Atatürk üzerinden yeni meydan okumalar… Bunlar ‘’ vestiyer Atatürkçülüğün’’ yani Atatürkçülük elbisesini, istenildiği zaman giyinilip istenildiği zaman çıkarılıp asıldığı vestiyer olarak kullanma çabası yanında büyük hassasiyet içeren bu kavramı ergonomik, kullanışlı bir obje olarak görmeleridir.

Ana Muhalefet ve Atatürk’ten beslenen bir kısım güruha sorarlar:

Atatürk ile bütünleşen Türk ordusuna ‘’kimyasal silah’’ kullandı iftirası atanlara,

Disney’de ‘’Atatürk filmini’’ kaldıranlara, 

CHP Genel merkezindeki ‘’Türk bayrağını kaldıran’’ danışmanlara,

Atatürk’ün askerleriyiz diyenlere ‘’ Atatürk’ün generalleri olsanız ne yazar it sürüleri’’ diyen Sırrı Sakık’a,

Atatürk’e ‘’Dersim katliamcısı’’ diyenlere,

PKK ve ÖCALAN için HDP ile 12 maddelik gizli protokol yapanlara,

FETÖ’ye umut dağıtanlara, Neden bir kez olsun sesiniz çıkmadı.

Bana göre futbol üzerinden kurgulanan hesabın çıkış noktası siyaset önümüzde ki 31 Mart 2024 yerel seçimleridir.

İstanbul özelinde Türkiye genelinde futbol üzerinden bir ‘’ SİYASET MÜHENDİSLİĞİ’’ kurgusu planlanıyor. Bunu güdüm senaristlerinin Riyad’ta yazıp Türkiye'de oynamak istedikleri 31 Mart’a kadar uzanacak ‘’ LAİKLİK KAMPLAŞMASI ’’ başlıklı uzun metrajlı bir filmin galası olarak görüyorum. Ancak biz bu filmin fragmanını önceden birçok kez izledik ve neler olabileceğini bu millet öngörebiliyor artık.

14 ve 28 Mayıs 2023 genel seçimlerinde Sn. Kılıçdaroğlu’dan umduğunu bulamayanlar mikro siyasette Ekrem İmamoğlu için İstanbul’da, Makro siyasette CHP için Türkiye siyasetinde yeniden devrede.

Zorda kaldıklarında Atatürk’ü kendilerine mevzi yapanlara, onu işine geldiği gibi siyasi çıkarları için tepe tepe kullananlara, Atatürk’ün bu ülke için yaptıklarına gerçek manada minnet duyan biri olarak son sözüm…

Atatürk üzerinde tepinmeyi bırakın artık!’’

MUT YETERİNCE HİZMET GÖRÜYORMU

EVET
HAYIR
KARARSIZ