Mut Son Dakika
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

HABER ARA


Gelişmiş Arama

POLİTİK MİNYATÜRLEŞME

01 Haziran 2022, 11:15

Politika; demokrasi kültüründe demokratik enstrümanlar kullanılarak elde edilen iktidarı, vatandaşı için kullanma sanatıdır. Kimisi bu alanı ideolojiler üzerinden tasavvur ederken kimisi de hizmet odaklı yönetim üzerinden realize eder bu siyaset pratiğin uygulama alanını… Zira politika yönetime dair yetkinlikleri içeren, teorisiyle pratiğiyle donanmış bir alandır. Bu yüzdende aynı zamanda donanım, birikim ve bu meziyetlerle birlikte gelecek tasavvuruyla‘’ tarih dikiz aynasıdır’’ klişesi üzerinden dün ve bugünü harmanlayarak yarınlara dönük güncellemeler içeren yetkinlik ve yeteneklerin etkinlik sahasıdır. Politikanın özü fikriyattır. Yani sürekli fikir üretmek bunu uygulama sahası olan politikanın alanına sokarak insanlığın bugününü ve yarınını nasıl geliştirebilirizi öncelemesi gerekir. Politika bir nevi bisiklete benzer. Düşmemek için sürekli pedal çevirmek zorundasınız. İktidarı hizmet alanı görüp bunu gerçekleştirmek için iktidarda kalmayı hesap ediyorsanız sürekli fikir üreterek bunu halkın hizmetine sunmanız gerekmektedir. Dolayısıyla bu alanda fikir üretimi, aksamadan sürdükçe siyaset alanı kıymetlenir ve derde derman olur. Zira politika sorunların, güçlüklerin aşılmasında, yeni ihtiyaçların belirlenmesinde ve gelişmesinde, bugünü ve geleceğe dair yönetme becerilerinin gelişimde başvurulacak yegane alandır. Politika hem fikrin üretim alanıdır, hem de fikrin uygulama alandır. Zira fikirdir politikayı aktive eden, kapsayıcılığı ile zenginleştiren ve sürekli hale getiren. Bu mecrayı dar kalıplara hapsederek gündelik sataşmaların, atışmaların ağırlığı altında güçsüzleştirerek, içi boş polemiklerle fikir derinliğini köreltip fikri fukaralaşmaya teslim olarak politikanın ‘’ Eritizm’e’’ alet olmasını yani ‘’polemikte üstün gelme’’ amacına dönük anlayış önlenemezse politika, demokratik bir teamül olarak basitleşir. Bu ‘’politik minyatürleşmeye’’ neden olurken bu tip siyasetin, halkın dertlerine derman olması da hiçbir zaman mümkün olmaz, olamaz. Politikanın diğer bir özelliği de sosyolojik bir alan olup insan objesiyle bir anlam kazanır ancak bu aktörlerle ete kemiğe bürünür. Dolayısıyla politikada samimiyet içtenlik ve sahicilik esastır. İnsan için yapılmayan bu alanı, içi kof bir derinliği olmayan sloganlarla beslersek sadece oy avcılığına tebdil eden alana yayarsak politikayı işe yarayan tercihlerle, güçlü fikirlerle buluşturamayız. Bu durum sadece politikanın sorun çözme kapasitesini yok etmenin yanında kolaycılığa alan açarken eylem alanına fikir üretim mekanizmasını körelten bir mecraya hapseder. Demem o ki politikada iktidar- muhalefet ilişkisi eylem pratiklerine altık oluşturacak fikir kalibresi ile ölçülür. Halkı, insanı esas alan fikri kalibrenin uygulanabilir etki gücü ve kapasitesi muhalefetin iktidar aracıdır, iktidar değişimlerinin temel belirleyicisidir. Yoksa popülist veya oportünist çabalar bir yere kadar etkilidir. Sizi belki kerhen iktidar yapar. Ancak başarı kalıcı olmaz. Bu sadece elinizde geçici başarılar ‘’ödünç zaferler’’ kazandırır. Bu güne gelecek olursak iktidar olmak veya ülke yönetimine talip olmak artık eskisi gibi kolay değildir. Bu sistemde iktidara taşıyacak rakam 50+1’dir. Bu hedefe ulaşabilmek için siyaset kurumunun önünde aslında önemli fırsatlar vardır. Çünkü bu sistem bu matematik ile her gönülden, her yöreden, her cenahtan kabul görmeyi zorunlu kılıyor. Bu durum siyasetin ‘’fikir üretimini’’ esas alarak, fikri harmanlamaya fırsat tanırken etkin güçlü ve kucaklayıcı fikirlerin ortaya konmasını zemin hazırlıyor. Buda güçlü etkili özgüveni yüksek siyasetin önünü açıyor. Maalesef bugün muhalefet bloğunun en belirgin politik açmazı yıllarca söylenmesine rağmen ‘’güçlendirilmiş parlamenter sistemin’’ ne olduğu veya ne olabileceği ile ilgili bir fikri telakkiyi halka sunamamış olmasıdır. Buradan bizim anladığımız fikri bir buluşma zahmetine girişmeden, sadece yeni sistemi, eskiye dönüştürme gayretiyle sınırlı olmasıdır. Bu ve benzeri bir çaptan yoksun açıklamaların ne olduğunu açıklamadan doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesini hedef alarak, '' yurtdışına kaçacaklar'' safsatasıyla benzer karalama dilini önceleyip bir çapsızlığa kapı araladıklarını ve bunu hedeflediklerini görüyoruz. Toplantı üstüne toplantı ile ortaya bir şey konulamayan vatandaş nezdinde dağı fare doğurtan sözde bir fikir ve düşüncelerin içeriksizlikleri ortada iken sadece “tek adam, diktatör ” siyasal metaforlarla veya '' kaçacaklar'' gibi çapsız politikalarla ortaya atılan zehirli dilin sahiplerine sorarlar... 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde öldürüleceğini bile bile ülkesini terk etmeyen halkıyla birlikte emperyalisizm ve güdümündeki taşeronlarına direnen bir lider karşısında anamuhalefet lideri olarak sen ne yaptın tankların karşısına çıkıp meydan mı okudun yoksa açılan yoldan tankın etrafından sıvışmayı mı seçtin? Yetmedi sonra gidip Bakırköy Belediye Başkanının evinde olayları seyrederek köpürte köpürte kahveni yudumlamayı mı tercih ettin? Aklı başında hiç bir Genel Başkan bu tür olumsuzluklara benzer bir dolu defo sahibi iken çıkıp '' kaçacaklar'' dedikodusunu ortaya atmaz. Bu tür çaptan yoksun politikalar siyaseti kötüleştirilerek kutuplaşmayı daha da derinleştireceği, siyasileri küçültüp siyasal alanı tedavi edilemez hale getirirken metastaza neden olabilecek tedavisiz bir kanser hücresine dönüştürebileceği unutulmamalıdır.

Bu haber 440 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

ANKET

MUT YETERİNCE HİZMET GÖRÜYORMU




Tüm Anketler

İşgalcilere neden karşı konulmuyor18 Aralık 2024


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi